Yeğeni Şirin Gözalıcı paylaştı! Ferdi Tayfur vefatının 40. gününde böyle anılacak...
Arabesk müziği kralı Ferdi Tayfur 2 Ocak günü hayatını kaybetmişti. Hayranlarının ve sanat camiasından birçok ünlü ismin katılımıyla gerçekleşen cenaze...

15 Aralık 2024'te rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan arabeskin kralı Ferdi Tayfur, 2 Ocak 2025 günü hayata gözlerini yummuştu. Haber, tüm Türkiye'yi yasa boğmuş, büyük bir cenaze töreni düzenlenmişti. Usta sanatçının vefatının 40. günü için, yeğeni Şirin Gözalıcı tarafından yapılan paylaşım, “2 Ocak 2025 tarihinde kaybettiğimiz, ailemizin çınarı Sayın FERDİ TAYFUR'un vefatının 40. Günü için 12 Şubat Çarşamba günü saat 18:00'de Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde mevlit okutulacaktır. Tüm dostlarımıza ve sevenlerine duyurulur.” şeklinde olmuştu.
Ferdi Tayfur'un anısı, ölümünün ardından da çeşitli programlarda ve medyada canlı tutuldu. A Para ekranlarında yayınlanan 'Biz Bize' programı, Ahmet Selçuk İlkan , İlayda Aydın, Atiye ve Goncagül Sunar gibi isimlerin konuk olduğu bir bölümde Tayfur'un eserlerine ve anısına geniş yer ayırmıştı. Programda özellikle Ahmet Selçuk İlkan 'ın anlattıkları, Ferdi Tayfur'un bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkarmıştı.
İlkan, 40 yılı aşkın bir dostluk yaşadığı Tayfur'u anlatırken, onun hayatını üç döneme ayırarak değerlendirmişti. İlk 30 yılını "en hazin dönem" olarak nitelendiren İlkan, yoksulluk, sefalet ve kayıpların ağır bastığı bu dönemi, Tayfur'un kendi sözleriyle "bir daha dünyaya gelsem yaşamak istemem" diye tarif ettiğini belirtmişti. İkinci 30 yıl ise sanatçının altın çağıydı; alkışlar, ödüller ve hayal bile edemeyeceği başarılara ulaştığı yıllar… Son 20 yılını ise sağlık sorunları ve inzivaya çekilmeyle geçirmişti. İlkan, Tayfur'un çocukluğunda yaşadığı yoksulluğu, okuma yazma bilmemesini ve baba sevgisinden yoksun kalmasını sık sık dile getirdiğini, bu eksikliklerin onu daha da mücadeleci ve başarılı kıldığını vurgulamıştı. Okuryazar olmayan bir adamın yıllar sonra milyonların öğretmeni, baba özlemi duyan birinin ise herkesin Ferdi Babası olması, İlkan'ın anlattıklarında en çarpıcı ayrıntılardan biriydi.
İlkan, Ferdi Tayfur ile birlikte çalıştıkları dönemi, sadece iş arkadaşlığı olarak değil, büyük bir dostluk olarak tanımlamıştı. Tanışmalarının ilginç bir hikâyesi olduğunu, gazetecilerle sanatçıların maç yaptığı bir organizasyonda, Ferdi Tayfur'un penaltıları atmasıyla tanıştıklarını anlatmıştı. Ardından ortak çalışmalarının başladığını, "Yaktı Beni" adlı ilk albümlerini birlikte yaptıklarını ve 45 yıla yakın süren bir müzik serüveninin başladığını belirtmişti. Konser anılarını da paylaşan İlkan, kalabalıkların arasından, kimsenin fark etmeden geçtikleri anları esprili bir dille anlatmıştı. Ferdi Tayfur'un sinemadaki başarısını da hatırlatan İlkan, "Çeşme" filminin büyük bir gişe başarısı elde ettiğini vurgulamıştı. Son olarak, Ferdi Tayfur'un barışçı kişiliğine ve ailesinin huzur içinde yaşamasını istediğine dikkat çekmişti.
Ahmet Selçuk İlkan 'ın anlattıkları, Ferdi Tayfur'un sadece müzikal yeteneğini değil, insanlık yönünü, mücadelesini ve iç dünyasını da gözler önüne seren, dokunaklı bir portreydi. Tayfur'un "Hatıran Yeter", "Nisan Yağmuru", "Ben de Özledim", "Sabahçı Kahvesi", "Bana da Söyle", "Çeşme" ve "Huzurum Kalmadı" gibi unutulmaz şarkılarıyla milyonların gönlünde taht kurduğu gerçeği, İlkan'ın anlattıklarıyla daha da anlam kazanmıştı.
Ferdi Tayfur'un özel hayatı, özellikle kızı Tuğçe Tayfur ile olan ilişkisi ve soyadı krizi, medyada geniş yer bulmuştu. Ferdi Tayfur'un kızının "Tayfur" soyadını ticari amaçlı kullanmasına karşı açtığı dava, sosyal medyada da büyük yankı uyandırmıştı. Tuğçe Tayfur'un bu konudaki açıklamaları ve babasıyla olan gerginlikleri, medyanın gündeminden düşmemişti. Ancak, babasının ölümünün ardından yaptığı paylaşımda, "Babam bana son kez tebessüm etti" sözleri, baba-kız ilişkisinin derinliğini ve özlemi ortaya koymuştu. Cenaze töreninde yaşananlar ve Necla Nazır'ın törene katılmaması da, Tayfur'un özel hayatının karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne sermişti.
Ferdi Tayfur'un hayatı, Adana'dan İstanbul'a uzanan, zorluklarla dolu bir başarı öyküsüdür. Babasının erken yaşta ölümü, yoksulluk ve okuma yazma bilmemesi gibi engelleri aşarak, azmi ve yeteneğiyle zirveye ulaşmıştı. Necla Nazır ile uzun yıllar süren birlikteliği, hayatına damgasını vurmuştu. Onunla ilgili birçok anı, röportaj ve fotoğraf, geçmiş yılların anılarını yeniden canlandırmıştı. 79 yaşında hayata veda eden sanatçının, son sözlerinin "Ben çok iyiyim" olması ise, hayatının son anlarında bile umudunu kaybetmediğini gösteriyordu. Vasiyetinde, şarkılarının herkes tarafından ücretsiz dinlenmesini istemesi, onun sanat anlayışının halkla ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyordu.
Ferdi Tayfur'un cenaze töreni, yoğun katılım nedeniyle değişiklik yapılması gerektiği bir olayın tanığı oldu. Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma töreninin ardından, Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde kılınan cenaze namazı ve Yeniköy Mezarlığı'ndaki defin işlemleri, binlerce seveninin katılımıyla gerçekleşti. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Ahmet Selçuk İlkan ve Nuri Alço gibi sanat dünyasının önemli isimlerinin de katıldığı tören, Ferdi Tayfur'un Türk müziğindeki yerini ve gönüllerde bıraktığı izleri bir kez daha hatırlattı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de katılımıyla geniş bir toplumsal katılımın yaşandığı cenaze töreni, Ferdi Tayfur’un ne kadar geniş bir hayran kitlesine sahip olduğunu göstermiştir. Tüm bu olaylar, Ferdi Tayfur'un sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir efsane olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
Ferdi Tayfur'un anısı, ölümünün ardından da çeşitli programlarda ve medyada canlı tutuldu. A Para ekranlarında yayınlanan 'Biz Bize' programı, Ahmet Selçuk İlkan , İlayda Aydın, Atiye ve Goncagül Sunar gibi isimlerin konuk olduğu bir bölümde Tayfur'un eserlerine ve anısına geniş yer ayırmıştı. Programda özellikle Ahmet Selçuk İlkan 'ın anlattıkları, Ferdi Tayfur'un bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkarmıştı.
İlkan, 40 yılı aşkın bir dostluk yaşadığı Tayfur'u anlatırken, onun hayatını üç döneme ayırarak değerlendirmişti. İlk 30 yılını "en hazin dönem" olarak nitelendiren İlkan, yoksulluk, sefalet ve kayıpların ağır bastığı bu dönemi, Tayfur'un kendi sözleriyle "bir daha dünyaya gelsem yaşamak istemem" diye tarif ettiğini belirtmişti. İkinci 30 yıl ise sanatçının altın çağıydı; alkışlar, ödüller ve hayal bile edemeyeceği başarılara ulaştığı yıllar… Son 20 yılını ise sağlık sorunları ve inzivaya çekilmeyle geçirmişti. İlkan, Tayfur'un çocukluğunda yaşadığı yoksulluğu, okuma yazma bilmemesini ve baba sevgisinden yoksun kalmasını sık sık dile getirdiğini, bu eksikliklerin onu daha da mücadeleci ve başarılı kıldığını vurgulamıştı. Okuryazar olmayan bir adamın yıllar sonra milyonların öğretmeni, baba özlemi duyan birinin ise herkesin Ferdi Babası olması, İlkan'ın anlattıklarında en çarpıcı ayrıntılardan biriydi.
İlkan, Ferdi Tayfur ile birlikte çalıştıkları dönemi, sadece iş arkadaşlığı olarak değil, büyük bir dostluk olarak tanımlamıştı. Tanışmalarının ilginç bir hikâyesi olduğunu, gazetecilerle sanatçıların maç yaptığı bir organizasyonda, Ferdi Tayfur'un penaltıları atmasıyla tanıştıklarını anlatmıştı. Ardından ortak çalışmalarının başladığını, "Yaktı Beni" adlı ilk albümlerini birlikte yaptıklarını ve 45 yıla yakın süren bir müzik serüveninin başladığını belirtmişti. Konser anılarını da paylaşan İlkan, kalabalıkların arasından, kimsenin fark etmeden geçtikleri anları esprili bir dille anlatmıştı. Ferdi Tayfur'un sinemadaki başarısını da hatırlatan İlkan, "Çeşme" filminin büyük bir gişe başarısı elde ettiğini vurgulamıştı. Son olarak, Ferdi Tayfur'un barışçı kişiliğine ve ailesinin huzur içinde yaşamasını istediğine dikkat çekmişti.
Ahmet Selçuk İlkan 'ın anlattıkları, Ferdi Tayfur'un sadece müzikal yeteneğini değil, insanlık yönünü, mücadelesini ve iç dünyasını da gözler önüne seren, dokunaklı bir portreydi. Tayfur'un "Hatıran Yeter", "Nisan Yağmuru", "Ben de Özledim", "Sabahçı Kahvesi", "Bana da Söyle", "Çeşme" ve "Huzurum Kalmadı" gibi unutulmaz şarkılarıyla milyonların gönlünde taht kurduğu gerçeği, İlkan'ın anlattıklarıyla daha da anlam kazanmıştı.
Ferdi Tayfur'un özel hayatı, özellikle kızı Tuğçe Tayfur ile olan ilişkisi ve soyadı krizi, medyada geniş yer bulmuştu. Ferdi Tayfur'un kızının "Tayfur" soyadını ticari amaçlı kullanmasına karşı açtığı dava, sosyal medyada da büyük yankı uyandırmıştı. Tuğçe Tayfur'un bu konudaki açıklamaları ve babasıyla olan gerginlikleri, medyanın gündeminden düşmemişti. Ancak, babasının ölümünün ardından yaptığı paylaşımda, "Babam bana son kez tebessüm etti" sözleri, baba-kız ilişkisinin derinliğini ve özlemi ortaya koymuştu. Cenaze töreninde yaşananlar ve Necla Nazır'ın törene katılmaması da, Tayfur'un özel hayatının karmaşıklığını bir kez daha gözler önüne sermişti.
Ferdi Tayfur'un hayatı, Adana'dan İstanbul'a uzanan, zorluklarla dolu bir başarı öyküsüdür. Babasının erken yaşta ölümü, yoksulluk ve okuma yazma bilmemesi gibi engelleri aşarak, azmi ve yeteneğiyle zirveye ulaşmıştı. Necla Nazır ile uzun yıllar süren birlikteliği, hayatına damgasını vurmuştu. Onunla ilgili birçok anı, röportaj ve fotoğraf, geçmiş yılların anılarını yeniden canlandırmıştı. 79 yaşında hayata veda eden sanatçının, son sözlerinin "Ben çok iyiyim" olması ise, hayatının son anlarında bile umudunu kaybetmediğini gösteriyordu. Vasiyetinde, şarkılarının herkes tarafından ücretsiz dinlenmesini istemesi, onun sanat anlayışının halkla ne kadar iç içe geçtiğini gösteriyordu.
Ferdi Tayfur'un cenaze töreni, yoğun katılım nedeniyle değişiklik yapılması gerektiği bir olayın tanığı oldu. Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen anma töreninin ardından, Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde kılınan cenaze namazı ve Yeniköy Mezarlığı'ndaki defin işlemleri, binlerce seveninin katılımıyla gerçekleşti. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Ahmet Selçuk İlkan ve Nuri Alço gibi sanat dünyasının önemli isimlerinin de katıldığı tören, Ferdi Tayfur'un Türk müziğindeki yerini ve gönüllerde bıraktığı izleri bir kez daha hatırlattı. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de katılımıyla geniş bir toplumsal katılımın yaşandığı cenaze töreni, Ferdi Tayfur’un ne kadar geniş bir hayran kitlesine sahip olduğunu göstermiştir. Tüm bu olaylar, Ferdi Tayfur'un sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda bir efsane olduğunu kanıtlar nitelikteydi.
🚀 Popüler post! Son 24 saatte 4 kişi görüntüledi!
❤️ Sevilen post! Son 24 saatte 0 kişi favoriledi!
🏷️ Beklenen post! Son 24 saatte 0 kişi kaydetti!
🚀 Popüler post! Son 24 saatte 4 kişi görüntüledi!