Ali Eyüboğlu: Ferdi Tayfur’un cenazesindeki aile içi kavga fragmandı, asıl film ve kavga miras paylaşımında

Ferdi Tayfur'un cenazesi, Türkiye gündemine damgasını vuran bir aile dramının sadece fragmanıydı. Asıl filmin, miras paylaşımı sürecinde yaşanacak olan kavgalarla başlayacağı, Necla Nazır'ın açıklamaları ve olayların geçmişi göz önüne alındığında oldukça muhtemel görünüyor. Aylar öncesinde, Ferdi Tayfur ve Tuğçe Tayfur'un sosyal medya üzerinden yaşanan tartışmaları sırasında Necla Nazır'ın, "Kızımın hakkını kimseye yedirmem" vurgusuyla yaptığı açıklama, bu beklentinin bir ön işaretiydi. Cenazeden sonraki açıklamaları ise, bu tahmini daha da güçlendirdi: "İnsanlar yaşadığımız şeyin iç yüzünü bilmiyor, ezbere konuşuluyor. Ne yayılıyorsa ona karşılık cevap oluyor. Biz sürekli suskun kaldık. Bizim kimseyle alıp veremediğimiz yok. Baba-kızı düşman hale getirdiler."

Necla Nazır'ın "baba-kızı düşman ettiler" diyerek işaret ettiği isimler ise Nilüfer ve Şirin Gözalıcı. Anlaşılan, Marmaris'in Cennet Adası'nda Ferdi Tayfur'un çevresini kuşatan bu iki kadın, Necla Nazır ve Tuğçe Tayfur'un iddiasına göre, tamamen duygusal sebeplerden ötürü baba-kız ilişkisini zedelemiş. Bu iddianın altını çizen önemli bir detay ise Nilüfer Gözalcı'nın Ferdi Tayfur'un büyük oğlu Timur'un eski eşi olması ve hem Nilüfer'in hem de Şirin Gözalcı'nın, dayıları aracılığıyla gayrimenkul sahibi olmaları. Bu durum, miras paylaşımı konusunda olası bir çıkar çatışmasını da ortaya koyuyor. Yıllardır süregelen bu gizli çekişme, Ferdi Tayfur'un vefatıyla birlikte artık gün yüzüne çıkmış durumda. Cenazenin ardından yaşanan gerginlik, gelecekte daha büyük bir hesaplaşmanın habercisi gibi görünüyor. Yasal süreçlerin başlayacağı ve mirasın paylaşımıyla ilgili anlaşmazlıkların ortaya çıkacağı düşünülürse, medyada bu konuyla ilgili haberlere daha sık rastlamamız olası.

Bu ailevi gerilim, Türk medyasında geniş yankı uyandıran bir olay. Bir sanatçının hayatının son anları, aile bireyleri arasındaki bu karmaşık ve dramatik olayla gölgelenmiş durumda. Kamuoyunda, hakikat payı ne olursa olsun, tüm tarafların kendi versiyonlarını sunduğu bir bilgi kirliliği mevcut. Bu durum, gerçeği bulmayı ve olayın tüm yönlerini anlamaya çalışmayı zorlaştırıyor. Sosyal medyanın da bu karmaşaya katkı sağladığını ve olayların daha da büyümesine sebep olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tartışmanın tarafları, açıklamalarıyla durumu daha da karmaşıklaştırıyor. Bu durum, kamuoyunda farklı yorumlara ve spekülasyonlara neden oluyor.

Öte yandan, dünya gündeminden birkaç haber başlığı da dikkat çekiyor: ABD'de yaklaşık 2,6 milyon Tesla aracının kaza bildirimleri üzerine incelenecek olması, bir JetBlue uçağının iniş takımlarında iki cesedin bulunması, Arsenal-Newcastle United maçı için stadyuma VAR kararlarının anons edilecek olması, Meta'nın platformlarında ifade özgürlüğünü kısıtlayan moderasyon süreçlerini kaldıracağını duyurması, ve Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği'nin içki zammı haberi. Bu haberler, dünyanın farklı yerlerinde yaşanan olaylara ve teknolojik gelişmelere dair bir kesit sunuyor. Ailevi dramalar, trafik kazaları, uçak kazaları, spor dünyasındaki gelişmeler ve ekonomik haberler, günün gündemini oluşturan çeşitli konular arasında yer alıyor. Bu haberlerin Türkiye medyasında geniş yankı bulup bulmadığı ise ayrı bir tartışma konusu. Ancak Ferdi Tayfur'un cenazesinde yaşanan olayların, en azından Türkiye medyasında, diğer haberlere göre daha fazla yer kapladığı açıkça görülüyor.