Reha Muhtar'ın yalısındaki hizmetçi onu soydu.

Reha Muhtar’ın hayatı, son dönemde adeta bir dizi film senaryosunu aratmıyor. Geçtiğimiz yıl geçirdiği ciddi sağlık sorunlarının ardından, sağlığına kavuştuğu günlerde yeni bir krizle karşı karşıya kaldı. Ünlü gazeteci ve televizyoncu, Boğaz’daki yalısında çalışan 48 yaşındaki yabancı uyruklu hizmetçisi D.S.’nin kendisine ait kıymetli evrak ve belgeleri çalıp ortadan kaybolmasıyla büyük bir şok yaşadı. Olayı Patronlar Dünyası'nın haberleştirmesiyle kamuoyuna yansıyan bu durum, Muhtar’ın adliye koridorlarında yeni bir mücadeleye girişmesine neden oldu.

Muhtar, yaşadığı mağduriyeti, “Başıma büyük işler açacak” sözleriyle özetlerken, suç duyurusunda bulunarak yetkililerden yardım istedi. İddialara göre, D.S., yalıda bulunan tapu kayıtları, özel belgeler ve maddi değeri yüksek kıymetli eşyaları çalmış ve izini kaybettirmiş. Muhtar'ın şikayet dilekçesinde yer alan ifadeler ise yaşadığı endişeyi açıkça ortaya koyuyor: Tapu kayıtlarının ve özel belgelerinin çalınması, potansiyel maddi kayıpların ötesinde, kişisel güvenliğini ve itibarını tehdit eden bir durum. Çalınan belgelerin yanlış ellere geçmesi durumunda, muhtemel hukuki ve mali sorunlarla karşı karşıya kalma ihtimali, Muhtar’ı ciddi bir endişeye sevk ediyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığı olay, birçok soru işaretini de beraberinde getiriyor. D.S.’nin, Muhtar'ın evinde uzun süre çalışıp çalışmadığı, bu süreçte güvenini nasıl kazandığı ve çalıntı eşyaları nasıl ele geçirdiği gibi sorular, soruşturmanın odak noktası olacak. Polisin yapacağı araştırmalar, D.S.’nin ülke içinde mi yoksa yurt dışına mı kaçtığı konusunda önemli ipuçları sağlayacak. Ayrıca, D.S.’nin çalıntı eşyaları satmaya çalışıp çalışmadığı ve bu süreçte kimlerle irtibata geçtiği de soruşturmanın kapsamında yer alacak.

Bu olay, Reha Muhtar’ın son zamanlarda yaşadığı zorlukların bir yenisini oluşturuyor. Geçtiğimiz aylarda, çocuklarının annesi oyuncu Deniz Uğur ile yaşadığı velayet ve yalı paylaşımı davası da kamuoyunda geniş yankı bulmuştu. Bu davada, Muhtar’ın Uğur’un oturduğu yalıyı ve çocuklarının velayetini almak için mahkemeye başvurduğu biliniyordu. Şimdi ise, hizmetçisinin ihanetine uğradığını iddia ederek adli süreçlerin içinde yeniden yer alıyor olması, hayatındaki karmaşayı gözler önüne seriyor.

Geçtiğimiz yıl geçirdiği ciddi sağlık sorunları ve uzun süre yoğun bakımda kalması, Muhtar’ı hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlamıştı. Sağlığına kavuşmasının ardından, bu yeni olayla karşılaşması ise onu büyük bir hayal kırıklığına uğratmış görünüyor. Olayın yarattığı duygusal ve psikolojik yükün, sağlığı üzerindeki etkileri de merak konusu. Bu gelişmeler, ünlü gazetecinin hayatındaki zorlu dönemin ne kadar süreceği ve bu süreçlerden nasıl çıkacağı sorularını akıllara getiriyor. Adli süreçlerin sonucu, hem Muhtar’ın geleceğini hem de kamuoyunun bu olaya bakış açısını şekillendirecektir. Soruşturmanın hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmesi, hem mağdurun haklarının korunması hem de benzer olayların önlenmesi açısından büyük önem taşıyor.