Magazin Cafe
Magazin

Edip Akbayram, 75 yaşında vefat etti. Usta sanatçının ölüm nedeni, hayatı, biyografisi, albümleri ve şarkıları araştırılıyor...

Edip Akbayram neden öldü, hastalığı neydi soruları vefat haberinin ardından gündeme geldi. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde iç kanama sonucu yoğun bakıma alınan ve 4 Ocak’tan bu yana tedavi gören sanatçı Edip Akbayram vefat etti.

Sedef Karatay |
Edip Akbayram, 75 yaşında vefat etti. Usta sanatçının ölüm nedeni, hayatı, biyografisi, albümleri ve şarkıları araştırılıyor...
Edip Akbayram, 75 yaşında vefat etti. Usta sanatçının ölüm nedeni, hayatı, biyografisi, albümleri ve şarkıları araştırılıyor...
Edip Akbayram; Türk müziğinin eşsiz sesi, Anadolu rock ve türkü müziğinin unutulmaz yorumcusu, 2 Mart 2024 tarihinde 75 yaşında hayata veda etti. Hayatını kaybetmeden önceki günlerde zatürre nedeniyle Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma alınmış ve çoklu organ yetmezliği sonucu yaşamını yitirmişti. Ölümüyle birlikte sadece yakınları ve sevenleri değil, tüm Türkiye'nin yüreğinde derin bir boşluk bırakan Akbayram, geride geniş bir müzik mirası ve sayısız anı bırakarak aramızdan ayrıldı.

1950 yılında Gaziantep'te dünyaya gelen sanatçı, henüz dokuz aylıkken geçirdiği çocuk felci hastalığına rağmen müziğe olan tutkusunu asla kaybetmedi. Bu hastalık, fiziksel kısıtlamalar getirmesine rağmen, onu iç dünyasına daha da yöneltti ve müziğin iyileştirici gücünü keşfetmesine vesile oldu. Çocukluğundan itibaren haftalık harçlığını biriktirip ünlü sanatçıların konserlerine giderek, ayna karşısında onların taklitlerini yapması, müziğe olan derin bağlılığının ve azminin erken bir göstergesiydi. Çocukluk yıllarında kurduğu amatör orkestra ve düğün salonlarında yaptığı çalışmalar, müzik yolculuğunun ilk adımları oldu. Lise yıllarında ise Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan gibi ozanların eserlerini yorumladıkları bir orkestra kurarak, Anadolu'nun zengin müzik kültürüne olan bağlılığını daha da pekiştirdi. Bu dönemde "Kendim Ettim Kendim Buldum" adlı ilk plağını "Siyah Örümcekler" grubu ile yayınlayarak profesyonel müzik hayatına adım attı. Gaziantep'ten Adana'ya uzanan yolculuğunda, Beyaz Saray gazinosunda sahne alarak deneyim kazandı.

1968 yılında İstanbul'a yerleşen Akbayram, diş hekimliği eğitimi alma şansı bulmasına rağmen, müziğe olan tutkusunun önüne hiçbir şeyin geçemeyeceğini fark ederek bu fırsattan vazgeçti ve hayatını tamamen müziğe adamayı tercih etti. 1971 yılında Altın Mikrofon yarışmasına Âşık Veysel'in şiirinden esinlenerek bestelediği "Kükredi Çimenler" adlı eserle katılarak birincilik elde etti. Bu başarı, onun müzik kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. 1974 yılında kurduğu Dostlar Orkestrası ile Anadolu pop müziğinin öncü isimlerinden biri haline geldi. "Kara Kuzu", "Deniz Üstü Köpürür" ve "Garip" gibi 45'likler yayınlayarak büyük beğeni topladı ve ünü tüm Türkiye'ye yayıldı. "Aldırma Gönül" ve "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" gibi parçalarıyla milyonların gönlünde taht kurdu, satış rekorları kırarak Altın Plak ödüllerine layık görüldü. Kariyeri boyunca birçok ödül alan sanatçının 250'nin üzerinde ödülü bulunmaktadır.

Akbayram, sadece popüler şarkılarla değil, aynı zamanda sosyal mesajlar içeren eserleriyle de tanınıyordu. 1994 yılında yayınladığı "Türküler Yanmaz" albümü, Sivas Katliamı'nda hayatını kaybedenleri anmak için bir armağan niteliğindeydi ve bu albüm, sanatçının toplumsal duyarlılığının bir göstergesiydi. Ardından "Güzel Günler Göreceğiz", "Yıllar", "Dün ve Bugün", "İlk Günkü Gibi" gibi birçok başarılı albüm yayınladı. Son albümü "Mayıs" ise 2012 yılında müzikseverlerle buluştu.

Müzik kariyerinin yanı sıra özel hayatında da huzurlu bir yaşam süren Akbayram, 1979 yılında evlendiği Ayten Hanım ile mutlu bir evlilik sürdürdü ve Türkü ile Ozan adında iki çocuk sahibi oldu. Nevşehir'in Avanos ilçesine olan sevgisiyle biliniyordu ve yaz aylarını burada geçirmekte büyük mutluluk duyuyordu. İstanbul'da ise Moda semtini adeta ikinci yuvası gibi benimseyerek, bu semte olan aşkını sık sık dile getirirdi.

Edip Akbayram, sadece bir sanatçı değil, aynı zamanda Anadolu kültürünün ve müziğinin güçlü bir savunucusu, sesi ve yüzüydü. Geride bıraktığı geniş müzik repertuarı, gelecek kuşaklar için değerli bir miras olarak kalacak ve onun ismi, Türk müziği tarihinin altın sayfalarında her zaman anılacaktır. Onun müziği, sesi ve ruhu hepimizde yaşamaya devam edecek.

🚀 Popüler post! Son 24 saatte 3 kişi görüntüledi!

❤️ Sevilen post! Son 24 saatte 0 kişi favoriledi!

🏷️ Beklenen post! Son 24 saatte 0 kişi kaydetti!

🚀 Popüler post! Son 24 saatte 3 kişi görüntüledi!