Deniz Akkaya hakkında verilen ev hapsi kalktı

İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanık Akkaya, bugüne kadar kamu görevlileriyle herhangi bir uyuşmazlık yaşamadığını ve bu tür bir davaya karışmadığını net bir şekilde ifade etti. Savunmasında, son derece duygusal bir halde, paylaşımlarının yoğun bir üzüntü, öfke ve sitem duygusuyla yapıldığını vurguladı. 50 gündür özgürlüğünden mahrum bırakılmasının kendisini derinden etkilediğini, bu süreçte yaşadığı psikolojik baskıyı ve kaygıyı dile getirdi. Akkaya, mahkeme heyetine, sözlerinin bağlamından koparılıp çarpıtıldığını ve kendisine isnat edilen suçlamaları kesinlikle reddettiğini belirtti. Savunmasının devamında, paylaşımlarının arkasında yatan sebepleri detaylı bir şekilde açıkladı; olayların kronolojisini anlattı, kendisini bu duruma iten nedenleri ve yaşadığı haksızlıkları sıraladı. Bu süreçte herhangi bir kanunsuz eylemde bulunmadığını, sadece düşüncelerini ve duygularını ifade ettiğini ısrarla savundu.

Akkaya'nın avukatı da müvekkilinin savunmasını destekler nitelikte bir konuşma yaptı. Avukat, dava dosyasındaki delillerin eksik ve yetersiz olduğunu, savcılığın delil toplama sürecinde gerekli özeni göstermediğini iddia etti. Savcılığın sunmuş olduğu kanıtların, müvekkilinin suçunu ispatlamaktan uzak olduğunu, aksine sanığın masumiyetini desteklediğini öne sürdü. Avukat, mahkemeyi, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi ve yeni delillerin toplanması için daha kapsamlı bir inceleme yapmaya davet etti. Ayrıca, müvekkilinin tutukluluk halinin devam etmesinin hem adalet anlayışıyla hem de insan haklarıyla bağdaşmadığını, bu durumun müvekkilinin savunmasını hazırlama ve adil bir yargılama hakkını olumsuz etkilediğini vurguladı. Avukatın gerekçeli ve detaylı savunması, mahkeme heyetinde derin bir etki bırakmış gibi görünüyordu.

Mahkeme heyeti, uzun süren duruşmanın ardından kararını açıkladı. Akkaya hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamına karar verildi. Ancak, hem savunmanın hem de avukatın dosyadaki eksiklikler ve yetersiz deliller konusunda ısrarlı ve ikna edici argümanları mahkemeyi etkilemişti. Bu nedenle, eksikliklerin giderilmesi ve daha kapsamlı bir soruşturma yürütülmesi amacıyla, duruşmanın mayıs ayına ertelenmesine karar verildi. Mahkeme, bu süre zarfında eksik delillerin tamamlanması ve tarafların ek savunmalarını sunmaları için zaman tanınacağını belirtti. Bu karar, hem sanık Akkaya hem de avukatı tarafından belirli bir memnuniyetle karşılanırken, davanın sonucunun mayıs ayındaki duruşmada verilecek yeni karar ve değerlendirmelere bağlı olduğu açıkça ortadaydı. Akkaya’nın 50 günlük tutukluluk süresi boyunca yaşadığı psikolojik baskının ve özgürlüğünden yoksun kalmanın mahkeme heyetinin kararını etkilemiş olması ihtimali, davanın gelecekteki seyri açısından önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor. Bu durum, adalet arayışının sadece hukuki prosedürlerle değil, aynı zamanda insancıl bir yaklaşımla da ele alınması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Davanın sonuçsuz kalmaması ve adaletin yerini bulması için gerekli tüm çabaların sarf edilmesi gerektiği açıkça görülüyor.