Cansu Dere'den Ayşe Barım açıklaması
Ünlü oyuncu Cansu Dere, Ayşe Barım’ın tutuklanması sonrasında ID İletişim Danışmanlık'tan ayrıldığı iddiasına yanıt verdi: Mart 2024’te yollarımızı ayırdık. Yani ayrılığımın üzerinden tam 11 ay geçti

Ayşe Barım ’ın Gezi Parkı olaylarıyla bağlantısı iddiasıyla tutuklanması ve Silivri Cezaevi’ne gönderilmesi, Türkiye’nin siyasi ve sosyal gündemini derinden sarsmıştı. 28 Ocak tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlamasıyla tutuklanan Barım’ın, bu olayların planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla yapılan soruşturma, kamuoyunda geniş yankı bulmuştu. Bu gelişmeler, Barım’ın iş ilişkileri ve çalışma arkadaşları üzerinde de önemli etkiler yarattı. Özellikle ünlü oyuncu Cansu Dere ’nin, Ayşe Barım ’ın tutuklanmasının ardından ID İletişim Danışmanlık şirketinden ayrıldığı iddiası, medyada geniş yer bulmuş ve yoğun bir spekülasyon dalgasını beraberinde getirmişti.
Bu iddiaların ardından Cansu Dere ’nin yaptığı açıklama ise kamuoyunun beklentilerini karşılamaktan oldukça uzaktı. Basına sızan haberler, Dere’nin Barım’ın tutuklanmasının ardından hızla şirketten ayrıldığını, hatta bu ayrılığın doğrudan Barım’ın tutuklanmasıyla bağlantılı olduğunu öne sürmüştü. Ancak Dere’nin resmi açıklaması, bu iddiaları doğrudan reddetmekten ziyade, olayların zamanlamasını vurgulayarak farklı bir bakış açısı sunmuştu.
Kısa ve öz açıklamasında, ID İletişim Danışmanlık’ta yaklaşık bir yıl boyunca çalıştığını ve Mart 2024’te şirketle yollarını ayırdığını belirtmişti. Bu açıklama, ayrılığın Barım’ın tutuklanmasından tam on bir ay önce gerçekleştiğini vurguluyordu. Dere, açıklamasının son cümlesinde “Dolayısıyla benim tarafımda yeni bir haber yok, hem sorularınıza hem de haberlere birinci ağızdan açıklama getirmek istedim” diyerek, konunun kendisiyle ilgili herhangi bir yeni gelişme içermediğini ve olası yanlış anlaşılmaları önlemek istediğini ifade etmişti. Ancak bu açıklama, kamuoyunda tam bir tatmin yaratmamıştı.
Dere’nin açıklamasının kısa ve öz olması, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Ayrılığın gerçek sebepleri hakkında bilgi verilmemesi, spekülasyonların devam etmesine neden oldu. Birçok kişi, Dere’nin şirketle ayrılışını tamamen Barım’ın tutuklanmasından bağımsız olarak değerlendirmesinin inandırıcı olmadığını düşündü. Öte yandan, Dere’nin doğrudan bir suçlama veya reddetme yerine, olayların zamanlamasını vurgulaması, belki de olası hukuki sonuçlardan kaçınmak adına stratejik bir tercih olabilirdi. Zira, Barım’la olan iş ilişkisi üzerinden doğrudan bir açıklama yapması, kendisini istenmeyen bir siyasi tartışmanın içine çekebilirdi.
Açıklamanın “küçük bir düzeltme, bilgilendirme” şeklinde başlaması da dikkat çekiciydi. Bu ifade, Dere’nin konuya ilişkin açıklamasının zorunlu bir adım olduğunu, kendi isteğiyle değil, kamuoyunun beklentileri ve medyadaki yoğun haber trafiği nedeniyle yapıldığını ima ediyordu.
Olayın özünde, Ayşe Barım ’ın tutuklanması ve Cansu Dere ’nin ID İletişim Danışmanlık’tan ayrılması arasında nedensellik kurmanın zorluğu yatmaktadır. Dere’nin açıklaması, bu nedenselliği reddetse de, ikisi arasında bir ilişki olduğuna dair şüpheler kamuoyunda devam etmektedir. Bu şüphelerin giderilmesi için daha kapsamlı ve şeffaf bir açıklamanın yapılması, olaylara ilişkin kamuoyu algısını olumlu yönde etkileyebilirdi. Ancak, mevcut durumda, Dere’nin açıklaması, sorulardan çok daha fazla soru işaretini ortaya çıkarmış gibi görünmektedir. Bu da, olayın gizemini koruyarak, tartışmaların sürmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak, Cansu Dere’nin açıklaması, soruları yanıtlamaktan ziyade, yeni soruların doğmasına ve spekülasyonların devam etmesine yol açmıştır.
Bu iddiaların ardından Cansu Dere ’nin yaptığı açıklama ise kamuoyunun beklentilerini karşılamaktan oldukça uzaktı. Basına sızan haberler, Dere’nin Barım’ın tutuklanmasının ardından hızla şirketten ayrıldığını, hatta bu ayrılığın doğrudan Barım’ın tutuklanmasıyla bağlantılı olduğunu öne sürmüştü. Ancak Dere’nin resmi açıklaması, bu iddiaları doğrudan reddetmekten ziyade, olayların zamanlamasını vurgulayarak farklı bir bakış açısı sunmuştu.
Kısa ve öz açıklamasında, ID İletişim Danışmanlık’ta yaklaşık bir yıl boyunca çalıştığını ve Mart 2024’te şirketle yollarını ayırdığını belirtmişti. Bu açıklama, ayrılığın Barım’ın tutuklanmasından tam on bir ay önce gerçekleştiğini vurguluyordu. Dere, açıklamasının son cümlesinde “Dolayısıyla benim tarafımda yeni bir haber yok, hem sorularınıza hem de haberlere birinci ağızdan açıklama getirmek istedim” diyerek, konunun kendisiyle ilgili herhangi bir yeni gelişme içermediğini ve olası yanlış anlaşılmaları önlemek istediğini ifade etmişti. Ancak bu açıklama, kamuoyunda tam bir tatmin yaratmamıştı.
Dere’nin açıklamasının kısa ve öz olması, birçok soru işaretini de beraberinde getirdi. Ayrılığın gerçek sebepleri hakkında bilgi verilmemesi, spekülasyonların devam etmesine neden oldu. Birçok kişi, Dere’nin şirketle ayrılışını tamamen Barım’ın tutuklanmasından bağımsız olarak değerlendirmesinin inandırıcı olmadığını düşündü. Öte yandan, Dere’nin doğrudan bir suçlama veya reddetme yerine, olayların zamanlamasını vurgulaması, belki de olası hukuki sonuçlardan kaçınmak adına stratejik bir tercih olabilirdi. Zira, Barım’la olan iş ilişkisi üzerinden doğrudan bir açıklama yapması, kendisini istenmeyen bir siyasi tartışmanın içine çekebilirdi.
Açıklamanın “küçük bir düzeltme, bilgilendirme” şeklinde başlaması da dikkat çekiciydi. Bu ifade, Dere’nin konuya ilişkin açıklamasının zorunlu bir adım olduğunu, kendi isteğiyle değil, kamuoyunun beklentileri ve medyadaki yoğun haber trafiği nedeniyle yapıldığını ima ediyordu.
Olayın özünde, Ayşe Barım ’ın tutuklanması ve Cansu Dere ’nin ID İletişim Danışmanlık’tan ayrılması arasında nedensellik kurmanın zorluğu yatmaktadır. Dere’nin açıklaması, bu nedenselliği reddetse de, ikisi arasında bir ilişki olduğuna dair şüpheler kamuoyunda devam etmektedir. Bu şüphelerin giderilmesi için daha kapsamlı ve şeffaf bir açıklamanın yapılması, olaylara ilişkin kamuoyu algısını olumlu yönde etkileyebilirdi. Ancak, mevcut durumda, Dere’nin açıklaması, sorulardan çok daha fazla soru işaretini ortaya çıkarmış gibi görünmektedir. Bu da, olayın gizemini koruyarak, tartışmaların sürmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak, Cansu Dere’nin açıklaması, soruları yanıtlamaktan ziyade, yeni soruların doğmasına ve spekülasyonların devam etmesine yol açmıştır.
🚀 Popüler post! Son 24 saatte 7 kişi görüntüledi!
❤️ Sevilen post! Son 24 saatte 0 kişi favoriledi!
🏷️ Beklenen post! Son 24 saatte 0 kişi kaydetti!
🚀 Popüler post! Son 24 saatte 7 kişi görüntüledi!