Ayşe Barım, şirketi kardeşine devretmiş

Ayşe Barım’ın Gezi Parkı protestolarıyla bağlantısı iddiasıyla tutuklanmasının ardından başlayan soruşturma, beklenmedik bir şekilde genişleyerek, Barım’ın yakın çevresini de içine aldı. Kardeşi I.S.G., avukat kimliğiyle ve bir doktor arkadaşı, delilleri karartmak suçlamasıyla gözaltına alındı. Her iki şahıs da ifadelerinin ardından serbest bırakıldıysa da, gözaltı gerekçesi ve savunmaları, soruşturmanın derinliğini ve karmaşıklığını gözler önüne serdi.

Gözaltına alınma gerekçesi olarak öne sürülen delil karartma iddiası, teknik takip verilerine dayanıyor. İddiaya göre, I.S.G. ve doktor arkadaşının, Levent’teki bir bankaya giderek Ayşe Barım’ın hesabından önemli miktarda nakit para ve içerisinde altın olduğu iddia edilen bir zarf çektikleri tespit edildi. Bu eylemin gerekçesini açıklayan ikilinin, “Şirketimize kayyum atanması durumunda zor duruma düşeceğimizden endişelenerek bu parayı ve altını aldık” şeklinde savunma yaptıkları belirtiliyor. Bu savunma, soruşturmanın Ayşe Barım’ın iş hayatına ve mali durumuna da uzandığını gösteriyor. Bankadan alınan para ve altın miktarı henüz kamuoyu ile paylaşılmasa da, olayın boyutunu ve potansiyel mali sonuçlarını tahmin etmek mümkün.

Soruşturmanın bir diğer kritik noktası ise Ayşe Barım’ın tutuklanmasından önce ID Danışmanlık Limited Şirketi ’ni kardeşine devretme kararı. Bu işlem, soruşturma kapsamında, delilleri karartma girişiminin bir parçası olarak yorumlanıyor ve Barım’ın suçlamalardan kaçınma amacıyla şirketini elden çıkardığı şüphesi doğuruyor. Şirketin devriyle ilgili detaylar ve bu devir işleminin yasal uygunluğu, soruşturmanın önemli bir parçasını oluşturuyor. Devir işleminin zamanlaması ve şartları, soruşturmanın geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Soruşturma sadece mali boyutuyla sınırlı kalmıyor. Ayşe Barım hakkında sosyal medya ve basında yer alan, "sektörde tekelleşmeye neden olduğu" yönündeki iddialar da soruşturma kapsamına dahil edildi. Bu iddialar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ihbar kabul edilerek resmi bir soruşturma başlatılmasına yol açtı. Bu gelişme, soruşturmanın kapsamını genişleterek, Ayşe Barım’ın iş pratiklerini ve sektördeki konumunu da inceleme altına alıyor.

Soruşturmada ifade veren tanıklar arasında, sektörün tanınmış isimleri de yer alıyor. Senarist ve yapımcı Mehmet Bozdağ, “bilgi sahibi” sıfatıyla savcılıkta ifade verdi. İfadesinin içeriği kamuoyuyla paylaşılmasa da, Bozdağ'ın ifadesinin soruşturmanın seyrini etkileyebileceği tahmin ediliyor. Öte yandan, Serenay Sarıkaya ve Nedim Saban "tanık" , oyuncu Deniz Işın ise "mağdur" olarak ifade vermiş bulunuyor. Bu isimlerin ifadeleri, soruşturmanın çok yönlü ve geniş bir ağa yayıldığını gösteriyor. Bu isimlerin Ayşe Barım ile olan ilişkileri ve verdikleri ifadelerin içeriği, soruşturmanın gelecekteki yönünü belirlemede oldukça önemli rol oynayacak. Soruşturmanın sonucu ve yargı süreci, hem Ayşe Barım’ın geleceği hem de Türk iş dünyasında şeffaflık ve hesap verebilirlik tartışmalarına yeni bir boyut kazandırabilir. Soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve adaletin sağlanması, kamuoyunun güvenini kazanmak açısından büyük önem taşıyor.